7 Eylül 2018 Cuma

Allah İmanı Kime Verir?



Allah, içinde hayır olmayanlara, iman vermiyor. Yani, iç dünyamızda iyilik olması veya iyi insan olma potansiyelimiz olması gerekiyor. Böyle bir potansiyel olması, kişinin çabasına bağlı tabi ki. Akıl verilmiş, vicdan verilmiş, doğru kullanıp kullanmamak senin elinde. İçinde hayır(iyilik) bulundurmak, zaten insanı hafifleten bir şey. Bile bile kişi kendisine işkence ediyorsa, bu onun sorunu. Hiç başkalarına hele hele suçu Allah'a atmaya kalkmasın. İçini hayırla inşa eden nasıl ediyor, iki tane mi vicdanları var sanki onların?

Allah, onların içinde hayır olduğunu bilse, onlara mutlaka işittirirdi ve onlara işittirse bile, onlar mutlaka yüz çevirirlerdi. (Enfal, 23.ayet)

Ayrıca ayetten, inkarcılar, mesajı anlasalar bile, gene de inatla ters yola sapacaklarını görüyoruz, içinde gerçekten hayır yoksa, ters yöne gidersin. 

Ayrıca başka başka ayetlerde de, inkarcıların inatçılık ve kibirlenmeden ötürü, inkarda debelendiklerini de anlıyoruz ki, bunun için kıssalar üzerinde, sakince, okuyup düşünmeyi size bırakıyorum. (Bkz: Kur'an'ı Kerim) Bir tane örnek vereyim gene de: İnsan azar, kendi kendini yeterli gördüğünden.(Alak, 6 ve 7.ayetler) (Allah'a ihtiyacı olmadığını düşünmesinden veya kibirden, acizliğini-muhtaçlığını anlamamasından...) Bu konuda bir iki örnek vermeye devam edelim neyse...Kibirden ötürü inkar etmeye başka örnekler: Sizin ilahınız bir tek ilahtır. O ahirete inanmayanlar, onların kalpleri inkarcıdır ve onlar böbürlenen/kibirlenen kimselerdir.''(Nahl, 22.ayet) Ebedi kalmak üzere, girin cehenneme! Kibirlenenlerin/büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür! (Nahl, 29.ayet) İnatçılık etmeye bir örnek: Onlar ancak meleklerin gelmesini mi yoksa Rabbinin emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yaptı. (Nahl, 33.ayet)

Bazıları ise, bu büyük iddiayı layığıyla ciddiye almıyorlar. Hatta bu yüzden alaya alıyorlar: Böylece yaptıkları kötü ameller ve alaya aldıkları şey, onları kuşattı. (Nahl, 34.ayet)

Allah, zulmedenlere, yani her türlü canlıya, haksız yere eziyet edenlere iman vermiyor. (Eziyet, sözle de olur, davranışla da)

Allah, zalimleri doğruya erdirmez. (Bakara, 258.ayet)

Kişi kendi kendine de zulmediyor olabilir, bu da zalim olmaktır. 

Allah, onlara zulmetmiyordu, onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı. (Ali İmran, 117.ayet)

Zaten, kişi en başta, içsel dünyasında hayra (iyiliğe) ve gerçeğe (vahye/fıtrata) direnerek, kendisine eziyet ediyor. Çünkü fıtratı (dini) yaşamak, ferahlıktır. Çünkü, gönüller ancak Allah'ın zikriyle (vahiy ve ibadetle/kullukla) tatmin bulur. (Bkz: Rad, 28.ayet ve Rum, 30.ayet)

Allah, zulümde ısrar edene iman vermiyor. Allah, zalimliğine karşı tövbe edenlere karşı affedici, çünkü tövbe kabul edici. Tövbe edip, bir daha aynı hataya dönmemeye adım atmalı kişiler. Tabi bu tövbe, Firavun gibi, ölüm boğaza dayandığında olmamalı yani aklı selim kişiler, tövbeyi yaşlılığa bırakmamalı. (Zaten gençken ölmeyeceğimiz ne malum.) (Firavunun tövbesi için bkz: Yunus Suresi, 90 ve 91.ayetler)

Allah, kendisine yönelenleri, doğru yola (imana yani Allah'a teslim olup O'na inanmaya) ulaştırır. Yani, kişi, hayatı-varoluşunu sorgulayacak, Allah'ı arayacak, O'nun var olup-olmadığını tartacak. Var olmaması için, hiçbir akli gerekçe yok elbette, haşa, milyonlarca akli delil var.

Allah, O'na yönelen kimseyi hidayete erdirir. (Rad, 27.ayet)

Bu ayetin hemen öncesinde, Allah, dalalette bırakır da deniyor. Ama ayetlerden görüyorsunuz ki, iman verilip verilmemesi, kişinin kendisinden kaynaklı.

Ayrıca, ben ''Allah dilediğine iman verir'' cümlesi ile de kavga etmeyi anlayamıyorum. Çünkü, Allah'ın dilemesi şu demek: Allah'ın izin vermesi...Örneğin, şuan oturuyorsan ayağa kalk (veya tersi ayaktaysan otur.) Buna karar veren, bunu seçen sensin. Ama bunu yapabilmen de Allah'ın dilemesi ile oluyor (yani Allah, senin seçimine izin veriyor. Her şey Allah'ın dilemesi ile olur sözü buradan geliyor. Yani, her şey Allah'ın izin vermesi ile oluyor. Yoksa, gördüğünüz gibi, hür irade var. Sen de Allah'a yönel, sen de iç dünyanı kibirden-inattan arındır, sen de Allah'ı bul!)

İmanı istemeyene, Allah iman vermez, dileyen inanır, yani isteyen inanır:

Artık bundan sonra dileyen(isteyen) inkar etsin, dileyen(isteyen) inansın. (Kehf, 29.ayet)

İmanı Allah verir evet ve bu durum kişilerin kendilerinden kaynaklıdır. Başka deyişle, kişilerin kendi içsel durumlarına (iradelerine/çabalarına), hal ve tavırlarına bağlıdır bu durum.

Şüphesiz insana, kendi çalışmasından başkası yoktur. (Necm, 39.ayet)

İmanı, Allah verir ve kimlere iman vermediğini, ayetlerde söylüyor. O verilmeyenler:

-İnatçı, kibirliler
-İçinde hayır olmayanlar
-Zulümde ısrarcı olanlar (kendilerine zulmetmeleri de buna dahil)
-Zulmedenler yani
-Allah'a yönelmeyenler (O'nu aramayanlar da denebilir)
-İmanı istemeyenler 

Bu saydıklarım arttırılabilir. İman konusunda kibir ve inatçılıkta diretmeyenlere, samimiyetle Allah'ı arayıp, fıtratını dinleyerek iman etmek isteyenlere; Allah yardım edecek inşallah ve yoluna, kendisine teslim olmaya iletecektir. 

Tabi, iman, doğru yolun başlangıcıdır, önemli olan o yolda yürümektir. Allah, pek çok ayetinde, sadece iman etmenin yeterli olmadığına dikkat çeker. Rızasını kazanmanın yolunun, iman ve salih ameller gerektirdiğini söyler.

İman ettikten sonraki iş, bu imanı sapasağlam korumaktır. Allah'ın rızasını kazanmak için, inanmak yeterli değil; iyilikle davranmak, iyi bir insan olmak gerekir. Sadece davranışımızda değil, düşüncelerimiz ve duygularımızda da iyi olmamız gerekir. Çünkü:

Siz, nefslerinizde olanı açıklasanız da gizleseniz de, Allah, sizi, onunla hesaba çeker. (Bakara, 284.ayet)

İnsanlar, inandık demekle, imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı sandılar? (Ankebut, 2.ayet)

Allah'ın rızasını kazanmak için, Allah'ın Kur'an'daki sınırlarını gözetelim, buyurduklarını gerçekleştirelim, yasakladıklarından kaçınalım.

Sevgi ve esenlikle.

3 yorum: