Kur'an'ı-Kerim'de İbrahim
Peygamber hakkında Enbiya Suresi 51-70.ayetler arasında anlatılan bir kıssa var.
Kıssada İbrahim Peygamber, toplumunu düşündürmek için tapınaklarına giriyor ve
putlarını kırıyor. Putların içinden toplumun en büyük tanrı(!) olarak gördüğü
putu ise kırmıyor. Kıssada İbrahim Nebi ve bu müşrik toplum arasında geçen
diyaloglar ayetlerde verilmiş. En büyük putu kırmama sebebi, toplumunu düşündürmek
için… Şöyle ki toplumuna ''En büyükleri yapmıştır onu. Hadi sorun ona eğer
konuşabiliyorsa'' diyerek onları putların duymadığı, konuşmadığı, bir şey yapma
(kırma) gücü olmadıkları, dolayısıyla tanrı olamayacakları gerçeğine yöneltmeye
çalışıyor. Bir sorgulama, düşündürme eylemi olarak böyle bir şey yapıyor.
Bu kıssayı günümüzde yanlış
anlayanlar var. Mesela Işid gibi terör örgütleri, heykeller ile sarayını
süsleyen Süleyman Nebi gibi bir örneğe rağmen, bu kıssayı eski toplumlardan
kalan heykelleri-put olarak diktikleri heykelleri kırmak, parçalamak gerektiği
olarak algılarken; bazı inançsız kişiler İbrahim Nebinin bu davranışını diğer
inançlara hoşgörüsüzlük, saygısızlık, diğer inanç grupların var olma hakkını
tanımama olarak algılıyor. Kur'an cımbızlama bakış açısıyla okunursa, pek çok
ayetten bozuk algılar çıkarılabilir. Bu kıssayı İbrahim ve toplumu hakkındaki
ayetler ve diğer başka ayetler ile birlikte, bütüncül bakış açısıyla okumazsak,
çarpık sonuçlara varmak mümkün.
İbrahim Nebinin putlarını kırdığı
toplumun herhalde ''tatlı, yumoş'' olduğunu sanıyorlar ki bu hareketi
saygısızlık görüyorlar. İbrahim'in toplumu, sırf o farklı inanıyor diye onu
taşlayarak öldürebilecek bir toplum. Buna babasının sözleri örnek. Öz bir baba,
oğlunu yani İbrahim Nebiyi sırf kendi inancına inanmıyor diye, sırf sözler ile
insanları tevhid dinine davet ediyor diye, toplumun dini inancını -hakaretsiz-
fikirler sunarak eleştiriyor diye taşlayarak öldürmek istiyor.
Babası,
"İbrahim! Sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun?" dedi.
"Eğer vazgeçmezsen andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak
dur!" (Meryem Suresi, 46.ayet)
Ayrıca İbrahim Nebinin toplumu
öyle cahil, zalim, zorba bir toplum ki İbrahim Nebiyi sırf kendi elleriyle
yapıp tapındıkları heykelleri-putlarını kırdı diye cayır cayır ateşte yakarak
öldürmeye kalkıyorlar, böyle bir ölümü ve işkenceyi hak eden bir şey
yapmamasına rağmen. İslam'da kısas diye bir kavram vardır, zulme aynı zulüm
ölçüsünde karşılık vermektir bu. Hangi günümüz hukukunda ya da dininde böyle
bir eylemin cezası bir insanı ateşte cayır cayır yakarak öldürmek olabilir?
İbrahim, onlardan bir insanı cayır cayır yakmış mı ki böyle bir ceza vermek
istiyorlar? İbrahim onlardan birine fiziki bir işkence mi yapmış? Hayır,
hiçbiri değil. Haşa ''O bizim putları kırdı, biz de onun kitabını yakacağız''
gibi bir düşünceye bürünseler belki bu tepki anlaşılabilir. Ki böyle bir
durumda bile İbrahim'i suçlamak zulüm olacaktır, çünkü İbrahim'in mücadele
ettiği toplumun kendisi birçok zulmü gösteren bir toplum. İbrahim onlarla fikri
mücadele ediyor, onların dinini hedef alıyor çünkü o toplumun zulmünü doğuran
en büyük etken dinleri, inançları. Bu müşrik toplumun kadınlara ve kız
çocuklarına nasıl kötülükler yaptıkları ise ayrı bir konu. Normalde böyle
zulmeden, haksız yere kan döken, şiddet yanlısı, azgın kişilere zaten GÜNÜMÜZ
HUKUKUNDA DA, KUR'AN'DA DA karşılık/ceza verilir. İbrahim Nebi ise bu azgın
toplum içinde tek bir kişi. (Bkz: Nahl Suresi 120.ayet)
Normalde bu zalim toplum, gücünü
kesecek eylemleri, modern hukuku savunan vicdanlarımıza göre de hak ediyor.
İbrahim nebi onların gücünü kesecek daha başka şeyler yapamıyor, onları bu
kötülüklere iten düşüncelere karşı bir eylem yapıyor. ''Saygı duysaymış''
demeden önce hangi topluma karşı böyle bir eylem yaptığına da bakmak gerek. Kız
çocuklarını öldüren bir topluluğa saygı duyar mısınız, hele ki onları bu pislik
işlere kültürleri veya inançları yöneltiyorsa? Işid terör örgütü ayağınızın
dibine mescit yapsa, oraya bu teröristler girip çıksa, saygı duyar mısınız?
Işid terör örgütünün inançlarına saygı duymamız mümkün mü? Din ve vicdan
özgürlüğü, diğer insanlara şiddet uygulandığı ve baskı kurulduğu bir noktada
zaten yoktur. Baskı kuran, birilerine inanmıyor ve kendileri gibi yaşamıyor
diye şiddet uygulayabilen insanlar, sevgi pıtırcığı tepkileri hak etmezler.
İbrahim Nebinin, Işid
teröristleri zihniyetiyle putları yıkmadığı ortada. Eğer Işid zihniyeti ile
hareket etseydi en büyük putu sağlam bırakmazdı, onu da kırardı. İbrahim Nebi, haddi
aşan zalim bir toplumu düşündürmeye yönelik bir eylem yapıyor.
Zaten dinde zorlama yoktur, diyen
bir din, diğer inançların var olma hakkını ortadan kaldırmıyor demektir:
Dinde zorlama yoktur. (Bakara
Suresi, 256.ayet)
Müşriklerin taptıklarına küfür
etmeyin, sövmeyin diye bildiriyor Rabbimiz. Böyle bir dinde müşriklerin
putlarına bile küfür edemezken, onların inanç özgürlüğünü tanımamamız mümkün
mü?
Allah'tan
başka yalvardıklarına sövmeyin ki, onlar da taşkınlıkla Allah'a sövmesinler!
Biz, her ümmete yaptıkları işi böyle süslü gösterdik; sonunda dönüşleri
Rablerinedir. O, onlara ne yaptıklarını haber verecektir. (Enam Suresi,
108.ayet)
Nitekim
Allah'ın ayetlerini alaya alanlara bile tavrımız şu olmalı:
Allah,
kitapta size şöyle indirmiştir: Allah'ın ayetlerinin inkar edilip, onlarla alay
edildiğini işittiğiniz zaman, onlar başka bir söze dalıncaya kadar onlarla
beraber oturmayınız; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Şüphesiz Allah,
münafıkları ve kafirleri cehennemde
toplayacaktır. (Nisa Suresi, 140.ayet)
Bu
ayetlerden sonra İbrahim Nebinin bu davranışını saygısızlık, diğer inançlara
hak tanımama gibi algılamak doğru olmaz veya İbrahim Nebinin bu davranışından
heykel kırmak sevaptır gibi bir anlam da çıkmaz. Ayrıca müşrikler de tapınmak
için kendi yerlerini açabilirler, bir mümin o yerlerde ibadet de etmez, oraları
yakmaz da. (Bkz: Tevbe Suresi, 108.ayette emir açıktır, yakın yıkın ibadet
yerlerini demiyor, ne yapmamız gerektiği söylenmiş.)