Sistematik olarak toplumumuzu
cahil, geri, üretmeyen, fakir bırakmaya çalışanlar olabilir. İçimizde ve
dışımızda var bu düşmanlar. Bunu bizleri sömürmek için, ceplerini daha çok
doldurmak için, şeytani hayat görüşlerini hakim kılmak için yapabiliyorlar.
Şeytani haz, şeytani hırs; kısaca şeytanlıktan yapıyorlar bunu.
İç ve dış düşmanlarımıza karşı en
başta mücadele etmemiz gereken kalemiz, eğitim. Vatanımızı sevmek, örnek
ahlakta olmak, örnek vatandaş olmak, çalışmak, eğitimli olmak bizi
birleştirmelidir.
Fetö denen aşağılık terör
örgütünün, toplumumuza istedikleri gibi yön vermek için bir sürü okullar ve
dershaneler açarak, içimize sızdıklarını unutmayalım. Bildiğimiz kadarıyla 40
senedir çalıştı bu alçaklar. Eğitim dünyamıza sızdıkları okullarda, Atatürk
düşmanı öğrenciler yetiştirmeye çalıştılar gizli gizli. Oysa bizim eğitimimiz
Atatürkçü, aydın öğrenciler yetiştirmeyi hedefler. Yasamızda da bu böyledir. Atatürkçülüğün
gerçekte ne olduğunu bilen, aklı ve vicdanı hür nesiller yetiştirmektir bizim
hedefimiz. Dindar olmak, Müslümanca yaşamak bu hedefe aykırı değildir. Fakat Fetö
denen hain yapılanma, Atatürk'ü seven bir Müslüman olamayacağını gizli gizli
genç akıllara işlemeye çalışmıştır. Bu yönde olmayan yalan tarihi bilgiler
anlatmaktan, gerçek dışı uydurmalar kullanmaktan geri durmadılar.
Sadece matematik işlemi
öğretmekten bahsetmiyorum. Geleceğin ahlaklı, vicdanlı, hür ve uyanık
zihinlerini yetiştirmekten bahsediyorum. Kaliteli eğitim, bireyi uyuyan değil, farkında
birey yapar. Bir toplumun gelişmesi iyi eğitim olmadan, gerçek bilgilerle sunan
ve örnek yurttaş yetiştirmeyi hedefleyen bir eğitim olmadan mümkün değil. Bunun
için en başta eğitimciye de değer verilmesi gerekiyor.
Kaliteli insanlara eğitimciliğin
cazip kılınması, öğretmenliğin kaliteli/başarılı insanlar tarafından
yapılmasının sağlanması gerekiyor. Şu an pek çok kaliteli ve başarılı
öğretmenlerimiz var tabi. Ben bu hedefin unutulmaması ve daha da kuvvetle
sahiplenilmesinden bahsediyorum.
İleri, medeni ülkeler olarak
örnek gösterilen ülkelerin eğitimde de başarılı olmaları tesadüf değil.
Eğitimde başarılı ve gelişmiş bazı toplumlarda öyle önemli konularda eğitim
veriliyor ki… Fizik bilmek, matematik işlemlerini yapabilmek değil mesele.
Mesele analitik, sorgulayıcı düşünmeyi öğretmek. Vicdani eğitim, hayvan
haklarına saygı, kadının ''erkek işi'' denilen her mesleği yapabileceği ve o
mesleklerde gayet başarılı olabileceği, toplumda öncü varlığının olması
gerektiği, müşterek aile hayatı, sürdürülebilirlik gibi iyice öğretilmesi
gereken bir sürü konu var. Müşterek aile hayatı demişken, Cumhuriyetimizin ilk
yıllarında Vatandaşlık Dersi kitaplarımızda bu konu harika anlatılıyordu.
Peki bizler birey olarak ne yapacağız?
Kötülükle son sürat mücadele edip iyilik için sürekli çalışacağız. Öğretmen
olmayan bazı kişiler, öğretmenliği yan gelip yatma işi sanıyor. Bu koca bir yalan.
Abartıyla söylersek 1 milyon
eğitim kuramı, yöntem ve tekniği var. Bilinen ve uygulanabilir pek çok kuramı
uygulayabilecek materyallere, ekonomik imkanlara, okul koşullarına sahip
olmayan okullarımız var. Sınıfların kalabalık olması bile bir meseledir. Tabi
ki bu eksikleri gidermeye çalışan yöneticilerimiz, eğitimcilerimiz var, bu ayrı
bir konu. Amaçlarımızı ve ilerleme arzumuzu unutmayalım.
Bağlam temelli kurama dayalı ders
anlatmaya çalıştığında materyal imkanı bulamayan öğretmenlerimiz olabilir. Maddi
imkanlar el vermeyebilir. Açık sorgulama uygulamaya çalıştığında ekonomik ve
sistem kaynaklı bir sürü engelle karşılaşan öğretmenler olabilir. Açık
sorgulama için mesela daha geniş saatler ve daha rahat ortam gerekli. Bunların
hepsi birey olarak her birimiz üzerimize düşeni yaptıkça çözülür, Allah'ın
izniyle.
Dünya coğrafyasında okul mimarisi
bile birbirinden oldukça farklı okullar var. Bazı okullar çiçek gibi iken bazı
okullar hapishane mimarisinde. Okullarını güzelleştirmek için çaba gösteren bir
sürü öğretmenimiz ve yöneticimiz var çok şükür.
Eğitim o kadar önemlidir ki,
masaları, giyecek giysileri, doğru düzgün tahtaları bile olmayan bazı Afrika köylerinde;
yine de o yoklukta eğitim vermeye çalışan öğretmenlerin, o yoklukta eğitim
almaya çalışan çocukların fotoğraflarını görebilirsiniz. İşte eğitim bu kadar
önemli bir meseledir. Eğitim, geleceğin umududur.
Bir sınıf öğretmenimiz, Atatürk'ün eğitime verdiği önemi çok güzel anlatmış: https://www.youtube.com/watch?v=QLktoBwoCH8
Maddi kaynaklar da çok önemli tabi
ki. Mesela Finlandiya'nın yaptıkları için daha fazla para lazım. Onların nüfusu
bizim nüfusumuzun yanında 1 hane sayısı kadar kalıyor. Bu da başka bir konu. Para
için üretim, üretim için eğitimli birey gerekli. Eğitim her alanı etkiler.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında yoklukta bile eğitim için neler neler yapıldı,
eğitim geliştirilmesi gereken alanlar içinde hep ilk sıradaydı desek yeridir. İstemeyi
ve azmi bırakmazsak, ülkemizi çok daha ileriye taşıyabiliriz.